Editör, bir metinde dilbilgisi, noktalama işaretleri ve yazım yanlışlarını düzelten bir meslek erbabı olarak bilinse de aslında editör, bundan çok daha kapsamlı bir iş yapar.
Yazar, genellikle bir kitabı uzun bir zaman süresi içinde tamamlar ve bu zaman süresi boyunca yazdığı konuyla içli dışlı bir hale gelir. Bu yüzden yazar, kitabını tarafsız bir gözle okuyamaz, yazmış olduğu metni başka birinin gözünden görmesi imkânsızlaşır. Editör de tam bu noktada devreye girer. Metni tarafsızca, yeni bir gözle okur, kitabın eksikliklerini, hatalarını tespit eder, bâriz hataları giderir ve kitabın daha iyi hale gelmesi için başlıktan metnin içeriğine kadar uzanan geniş bir kapsamda yazara öneriler sunar.
En bilinen tanımıyla editör, metni sanki kendi metniymiş gibi sahiplenen, onu okurun karşısına çıkarmadan önce olabildiğince iyileştirmeye girişen kişidir. Bu anlamda editör için yazarın arkasına aldığı güçtür diyebiliriz.
KİMDİR BU EDİTÖR?
Bugüne kadar editör ve editörlüğün birçok tanımı yapılmıştır. Biz de tam burada geçmişte editör ve editörlük üzerine yapılan başlıca tanımlara bir göz atalım:
Sözlüklerde editör başkalarının edebi çalışmalarının kısmen veya bütününü yayına hazırlayan kişi şeklinde tanımlanır. Örneğin, TDK’ya göre editör, yazıları yeniden düzenleyerek yayıma hazırlayan kimsedir.
Feridun Andaç’a göre editör, kitabın basıma hazır hale gelme sürecinde her aşamada katkısı olan kişidir, kitabı iyi hale getirendir.
Susan Greenberg, editörlüğü dikkatimizi çekmeyen, gizli kalan bir eylem veya rol olarak tanımlar. Ona göre editörlük, içeriğin seçilmesini, biçimlendirilmesini ve birleştirilmesini kapsayan bir işlemler bütünüdür.
Semih Gümüş’e göre editör, her şeyden önce kitabın yayına hazırlanma sürecini üstlenen, metinden sorumlu olan kişidir. Metni okur, gerekli düzeltmeleri yapar, yazara veya çevirmene öneriler sunar. Kitabın adı, arka kapak yazısı ve tanıtım yazısına kadar uzanan geniş bir çalışma alanından sorumludur. Gümüş, Edebiyat ve Yeni Zamanların Kültürü kitabında editörlüğü yayıncılık sektörünün yeri doldurulamayan bir kurumu olarak ifade eder. Gümüş’e göre bunun nedeni yazılan veya çevrilen hiçbir kitabın kusursuz olamayacağı gerçeğidir.
Musa Yaşar Sağlam’a göre editör, sunulan ham malzemeyi yayına hazırlayan kişidir, bir anlamda metnin kitaba dönüşmesi sürecini yönetir. İçerik ve biçime yönelik önerilerde bulunur.
Amy Eihnson‘a göre editör daima üç gruba; yazara, yayıncıya ve okura hizmet eder. Editör, yazarın ikinci gözü gibidir. Metindeki teknik bozuklukları, tutarsızlıkları; dilbilgisi, sözdizimi ve anlamsal hataları bulup düzeltir.
Judith Butcher’a göre editör, yazarın elçisi, okuyucunun ise destekçisidir.
Editör ve editörlük ile ilgili yapılan bu tanımlar şu ortak noktalarda buluşuyor:
* Editör, metni basıma hazırlar.
* Editör, metnin basıma hazırlanma sürecinin her aşamasından sorumludur.
* Editör metinde hataları bulup düzeltmekle kalmaz, yazara öneriler de sunar.
* Editör, metni tasarım, kapak, içerik dâhil olmak üzere her açıdan daha iyi hale getirir.
Editörün Amacı
Editörün kim olduğunu daha iyi anlayabilmek ve editörlüğün yazın hayatındaki önemini kavrayabilmek adına onun amacının ne olduğuna da bakmamız gerekir.
Editörün en temel amacı yazar ve okur arasındaki engelleri ortadan kaldırarak yazarın söylemek istediklerinin okuyucuya en iyi şekilde ulaşmasını sağlamaktır aslında. Editör de bu amaca ulaşabilmek için, metindeki sorunları bulup düzeltmeye, metin okurun karşısına çıkmadan önce metni olabildiğince iyileştirmeye çalışır.
İyi Bir Editör Nasıl Olmalı?
Yazın dünyasında editörlüğün bu amacını yerine getirmek için gayret eden ve bunu başarabilen editörler “iyi editör” olarak bilinir. Ancak Judith Butcher’a göre iyi bir editör ender bulunan bir varlıktır. Gerçekten öyledir.
İyi bir editörün belli başlı nitelikleri vardır. Örneğin Butcher’a göre, iyi bir editör, zeki bir okuyucu, ince düşünen ve mantıklı bir eleştirmen, başkasının işini kendi işi gibi sahiplenip metnin mükemmel hale gelmesi için metni en ince ayrıntılarına kadar inceleme zahmetine girişen kişidir.
Bu bağlamda, iyi editör her şeyden önce iyi bir okur olmalı; okumayı, araştırmayı, yeni bilgiler öğrenmeyi çok sevmelidir. Editör, düzenleyeceği metnin dilinde kitap yazabilecek kadar o dili iyi bilmeli, entelektüel bir birikime sahip olmalıdır.
Tüm bunların yanı sıra egosunu köreltmiş olmalıdır editör. Düzenleyeceği metni sanki kendisi yazmış gibi onu sahiplenebilmelidir. Sahnenin arkasında kalacağını, hatta çoğu zaman çabasının takdir edilmeyeceğini bile bile metni parlatmalı, yazarı yüceltmelidir.
Tülin Ö.
Kaynaklar:
Andaç F (2014). Editörlük Ne Değildir (II). edebiyathaber.net.
Butcher J, Drake C, Leach M. (2006). Butcher’s Copy-Editing The Cambridge Handbook for Editors, Cıopy-editors and Proofreaders. 4th edition, Cambridge University Press.
Einsohn A. (2000). The Copyeditor’s Handbook: A Guide for Book Publishing and Corporate Communications. University of California Press, California.
Greenberg S (2010). When The Editor Disappears, Does Editing Disappear?. Convergence, 16 (1): 7-21.
Gümüş S. (2011). “Editörlük Elbette Zor Zanaat”. Notos Öykü, 27: 44-46.
Gümüş S (2013). Edebiyat ve Yeni Zamanların Kültürü. Can Yayınları, 1. Basım, İstanbul.
Sağlam M Y (2014). Bir Çevirmenin Gözünden Kaçanlar ve Editörün Önerileri. Bilig, 69: 221-238.
TDK:http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.5ccf5c4fcca098.96517007
Author: admin
Filed Under: Editör Kimdir?
Tags: editör, editörlük, editörün amacı, iyi bir editör nasıl olmalı